Yolda ilerlerken taşın üstünde bizi bekleyen beyaz tavşanı gördük.
”Beyaz tavşanı takip edin” demişti karavanın sahibi Sinan.
Toprak yola daldıktan sonra merakla sağa sola bakarak yol almaya başladık. Bir tarafta şarap bağları, diğer tarafta adaya ismini veren bozkırlar uzanıyor. Birkaç dakika yol aldıktan sonra sol tarafımızda daha önce Airbnb’de fotoğraflarını görüp mutlaka burada kalmalıyız dediğimiz karavanı gördük.
Karavanın tam önünde, deniz manzarasına doğru yerleştirilmiş bizi bekleyen iki şezlong var. Arabadan inip karavana doğru adım atınca karavanın asıl sahipleri olan kedi ailesiyle karşılaşıyoruz. Misafire alışkın oldukları rahat tavırlarından çok belli oluyor.
Tuhaf bir ses duyuyorum. Kafamı kaldırdığımda adanın sert poyrazından deli gibi dönen rüzgar gülüne gözüm ilişiyor. Rüzgar gülünün hemen yanındaki barakanın üstünde asılı olan orak, aklımıza Amerikan korku filmlerini getiriyor. Aslında bu, kötü bir eşek şakası yapmak için en doğru zaman olabilir:)
Bambu kutular da neyin nesi acaba? Sağını solunu karıştırsam da anlam veremeyip vazgeçiyorum. Kitaplıkta beni bekleyen ses sistemini test etmeye karar verince bambu kutuların hoparlör olduğunu anlıyorum. Şimdi sert esen poyraza Spotify listem eşlik etmeye başlıyor. Kendimi hamağa atıp uzaktan geçen feribotları, rüzgarın savurduğu bozkırları seyretmeye başlıyorum. Ev sahiplerimizden biri beni hamakta yalnız bırakmamak için hemen üzerime atlıyor. Misafirperverlik böyle bir şey olsa gerek:)
Güneş alçaldıkça poyraz kuvvetleniyor. Artık kendimizi battaniyelere, şaraba ve mum ışığına teslim etmenin zamanı geldi. Bozcaada’nın zeytinyağı, şarabı, peyniri, kekiği ve üzümü bize akşam yemeğimizde eşlik ediyor. Karanlık çökünce karavanımızdan sadece yıldızlar değil samanyolu bile görünüyor. Karavanda bizi bekleyen teleskopla ayın yüzeyine dalış yapıp hayaller kuruyorum. Gece alışkın olmadığımız sesleri dinlerken zaman zaman triplere girsem de burası uzun süredir kaldığımız en güzel yer. Sadece sen, ben ve hiçliğin ortasında bir karavan. Zaman çoktan durdu, bir süre akmasa da olur…
Beyaz tavşanı takip ederek başlayan daha nice güzel hikayelerde başrol oynamak dileğiyle…