İstanbulluların favori adreslerinden oluşundan mıdır, yoksa Instagram’da en çok paylaşılan yerlerden oluşundan mıdır nedir, Bozcaada’nın hep Alaçatı’ya benzediğini hayal etmiştim. Ancak gidince anladım ki Bozcaada kendine has güzelliği ve keşfedilecek birbirinden güzel mekanları olan çok daha sakin ve bence keyifli bir adres. Bozcaada’da geçireceğimiz ilk günü şehir merkezine, ikinci günü ise Airbnb’de gördüğümüz anda vurulduğumuz merkeze ve aslında her yere uzak karavana ayırdık.
Şehir merkezinde kalacaksanız gürültüden çok kaçışınız olmadığını söylemeliyim. Ama gece güzel bir rakı sefası yaptıktan sonra yürüyerek odanıza dönmenin keyfi de çok ayrı. Bozcaada’nın tarihi Rum mahallesi çiçeklerle kaplı bakımlı evleriyle hemen keyfimizi yerine getirdi. Bu sokaklarda bazı noktalarda fotoğraf sıraları oluştuğunu söylemem gerek. Çiçekler, sokakları güzelleştiren süslemeler, tarihi evler, sevimli butikler, ara sokak meyhaneleri derken Bozcaada’da zaman nasıl geçiyor anlamıyoruz bile.
Bozcaada’ya kalabalık yaz sezonunda gidiyorsanız gece için rezervasyon yapmamız gerektiği uyarılarını dikkate aldığımız için çok mutluyuz çünkü gerçekten pek çok mekanda rezervasyonsuz yer bulmak imkansız. Bizim seçimimiz Bade-i Aşk oldu. Keyifli bir mekan olmasına rağmen lezzet bakımından sıradan olduğunu söylemem gerek.
Bozcaada’da keşfedilecek çok güzel mekanlar var. Bizim ilk favorimiz günlerdir süren espresso ve filtre kahve krizimize son veren Coffee Shelter oldu. Müzikleri, dekorasyonu ve kahvesiyle bizi kendine bağlayan Coffee Shelter yapılacaklar listemizin ilk sırasına oturmayı başardı. Bu arada dekorasyonda kullanılan eski okul sıralarına da bayıldım.
Adada gezerken gözümüze çarpan Cafe at Lisa’s, kendine has pizzalar yapan bir adres. Çıtır çıtır el açması pizzası ve taze malzemeleriyle çok lezzetli pizzalar yapan mekanda saatlerce oturabilirim ve sanırım oturdum da;)
Son olarak adaya kadar gidip uğramazsanız çok ayıp edeceğiniz Çiçek Ekmek ve Pasta Fırını’ndan bahsetmekte fayda var. Damla sakızlı kurabiyeleri ve bademli lokumuyla ünlü olan fırında yapılan mis gibi süt kokan taze dondurmayı da sakın es geçmeyin.
Bozcaada’da geçirdiğimiz ilk gün hava oldukça durgunken ikinci gün adanın meşhur Poyraz fırtınasıyla tanıştık. Adanın meşhur Ayazma plajında iğne atsak yere düşmeyecek kadar çılgın bir kalabalık görünce kendimizi çok dalgalı ama tenha olan Ataol Beach’e atmayı başardık. İkinci günün akşamı için adanın şarabı, peyniri, zeytinyağı, üzümü ve kekiği bize eşlik etti. İkinci gün kalmak için Airbnb’den kiraladığımız karavanın hikayesi ise başka bir yazıda sizi bekliyor.
Bakımlı sokakları, güleryüzlü esnafı, keşfedilmeyi bekleyen mekanlarıyla Bozcaada sevdiğimiz yerler arasına girdi diyebilirim. O zaman bir daha buluşmak dileğiyle…