En Sevdiğim Kaçamak: Ramo Beach

İzmir’de yaşamanın en güzel yanı nedir? Evde 40 derece sıcaklıkta bunalmışken aniden karar verip en fazla bir saat içerisinde denize girebilmek. Yeni sezonu açmış biri olarak bugün sizi en sevdiğim sahillerden biriyle tanıştırmaya karar verdim. Bazı yerler vardır ne kadar çok gitseniz de sıkılmazsınız. Benim ve arkadaşlarım için bu mekanın adı: Ramo.

Çeşme Altınkum plajındaki Ramo Beach bembeyaz kumlarla kaplı sahili ve uçsuz bucaksız deniz manzarasıyla kendimizi atar atmaz tropik adaya gelmişiz etkisi yaratıyor. Çeşme’ye doğru her yola çıkışımızda yaptığımız “bu sefer başka yere gidelim” konuşmaları Ramo’nun otoparkında sonlanıyor. Ramo’ya ulaşır ulaşmaz yakaladığımız günübirlik tatil enerjisi sayesinde keyifli bir hafta geçirebiliyoruz.

Aslında sevdiği mekanların keşfedilmesini istemeyen insanlardanım ama Ramo’nun son iki yıldır özellikle Pazar günleri yaşadığı kalabalığa bakarsak bunun için çok geç. Bu yüzden eğer sakinliği seven bir insansınız ve tabii ki çalışma şartlarınız uygunsa Ramo’ya mutlaka hafta içi uğrayın. Bence Ramo’nun en güzel zamanları Ekim ve Mayıs ayları. Dolayısıyla elinizi çabuk tutsanız iyi edersiniz.

Ramo’nun altın renkli plajı ve turkuaz denizi dışında nesi var peki?

• Çeşme’nin dandik plajlarında dipdibe oturup bir içkiye 50 TL vermek yerine rahat rahat serilip kendi içkinizi ve yiyeceğinizi götürebilirsiniz. (bknz alt foto: Blush ve çilekle işin suyunu çıkarmaca) Böylece sadece şezlong ve şemsiye parası ödeyerek daha ekonomik bir gün geçirebilirsiniz. Ramo’da 2 kişilik şezlong ve şemsiye kirası 30 TL. Çeşme için bu fiyat oldukça uygun:) Özellikle çok içen arkadaş gruplarına önerilir!
• Oldukça sığ ve yavaş derinleşen suda tembel tembel çimebilirsiniz:) Tabii çocuğu olanlar için bulunmaz fırsat ama ben öncelikle tembelleri düşünüyorum.
• Geniş kumsalda top oynamak, koşturmak gibi şımarık aktivitelerinizi rahatça gerçekleştirebilirsiniz.
• Hava ne kadar nemli ve sıcak olursa olsun Ramo’nun soğuk denizi ve rüzgarı sizi kendinize getirir.

Bu yazı için resim arşivlerini açınca gördüm ki Ramo’ya gidip fotoğraf çekmeden dönme şansınız yok. Kıskanç arkadaşları çileden çıkartmak veya yaratıcılığınızda zirve yapmak için harika bir yer. Bakın benden neler çıktı??