Günübirlik İzmir Kaçamağı: Gölcük-Birgi Gezisi

İzmir’de yaşayınca günübirlik kaçamaklarda nedense aklımıza hemen deniz kenarı geliyor. Uzun süredir İzmir’de yaşamama rağmen ilk defa gittiğim Gölcük, Bozdağ ve Birgi etkileyici bir günübirlik kaçamak olarak aklıma kazındı. İzmir’in kış aylarında ağırlaşan havasından kaçıp oksijen depolayabileceğiniz keyifli bir gezi rotası.

Hava sıcaklığının 16 dereceye kadar çıktığı güneşli bir Aralık günündeyiz. Ayrıca bugün benim doğum günüm. Sabah arabaya atladığımız gibi soluğu Gölcük’te alıyoruz. Gölcük’e giden yol çok keyifli. Bayındır’da çiçek seralarından geçtikten sonra, Ödemiş’in şaşırtıcı trafiğinden kaçarak devam ediyoruz. Daha sonra arabayla tırmanış başlıyor.

Ödemiş merkezinden uzaklaştıkça dağ yolundan büyüleyici manzaralar başlıyor. Yola çıktıktan yaklaşık iki saat sonra Gölcük‘teyiz. Hafta sonu olmasına rağmen oldukça az insanın olduğu Gölcük merkezinde köylülerin kendi ürünlerini sattığı tezgahlar kurulu. Tezgahlarda pekmez, bal, erişte, zeytinyağı, tereyağı gibi yöresel ürünler satılıyor. Hava güzel, göl güzel yani yürüyüş yapmak için ortam şahane;)

Gölün çevresi yaklaşık 7 km ve yürüyüş için çok uygun. Merkezde peşimize takılan gezgin kediyle gölu turlamaya başlıyoruz ancak kedimiz yarı yolda bizi takip etmekten vazgeçince kendisi için sembolik bir tören düzenliyoruz;)

Fotoğraf merakınız varsa Gölcük’te keyifli zaman geçireceğinize eminiz. Neyse gelelim yeme içme mevzusuna. Burası aslında yayla olarak kullanıldığından mekanların çoğu kışın kapalı veya yemek çeşidi açısından yetersiz. Biz tadamadık ama yaz sezonunda gölden çıkan balığı veya Ödemiş yöresinde meşhur olan keşkeği deneyebilirsiniz. Biz merkezdeki fırından tengül ve nohut mayalı simit alarak göl kenarındaki çay bahçelerinden birinde çay-simit keyfi yaptıktan sonra Bozdağ’a doğru yola çıktık. Yalnız ortam tam pikniklik ona göre.

Bozdağ eski taş evleriyle sempatik bir köy. Bozdağ Kayak Merkezi çığ düştükten sonra kapanmış ve yakın bir zamanda tekrar açılacakmış gibi görünmüyor. Bozdağ’dan yine yörede bolca bulunan helva çeşitlerinden aldıktan sonra artık dağdan aşağıya süzülmeye başlıyoruz. Bir sonraki durak: Birgi

Bu gezide beni en çok şaşırtan durak Birgi oldu. Hakkında pek bilgi sahibi olmadığım Birgi, 1990’dan beri sit alanı ilan edilerek korumaya alınmış. Bilgilendirici ve yönlendirici tabelaları sayesinde kolayca gezme olanağı bulacağınız Birgi’nin taş evleri arasındaki dar sokaklarda dolaşırken aklıma Toskana’da gezdiğim Orta Çağ kasabaları geliyor. Ortam gerçekten çok keyifli ve buram buram tarih kokuyor. Elimizdeki değerleri korumayı ve tanıtmayı bilirsek Birgi gibi sevimli ve bakımlı adreslerin sayısı artacaktır.

Birgi Aydınoğulları Beyliği’nin merkezi olduğundan zengin bir tarihi geçmişe ve önemli eserlere sahip. Birgi tarihi boyunca Lidyalılar, Persler, Helenler, Romalılar, Türkmenler ve Osmanlılar‘a ev sahipliği yapan tarih dolu bir kasaba. Birgi’ye gittiğimizde hava kararmak üzereydi, dolayısıyla yeterince gezemedik. Aslında bu Birgi’ye yeniden gelmek için güzel bir bahane oldu. Birgi’yi sokak sokak gezmek ve gece keyifli konaklardan birinde kalmak gerek.

Birgi’de mutlaka görmeniz gereken Çakırağa Konağı benim şimdiye kadar tanık olmadığım bir iç mimariye sahip. Duvarları ve tavanları birer sanat eseri gibi boyanmış bu güzel konak dönemin tüccarlarında Şerif Ali Ağa tarafından inşa edilmiş. Bahçesinden duvar süslemelerine kadar beni çok etkileyen konağın giriş ücreti 5 TL.

Tüccarın İzmirli ve İstanbullu eşleri için yaptırdığı özel odalarda şehirlerin siluetleri resmedilmiş. Ayrıca konağın duvarlarına Ege Bölgesi’nde yetişen meyve ve sebzeler de resmedilmiş. Kısacası Çakırağa Konağı her detayıyla şaşırtıcı sürprizlerle dolu bir yer ve şimdiye kadar gördüklerime hiç benzemiyor.

Birgi’nin sembollerinden bir diğeri olan Ulu Camii yani Aydın Oğlu Mehmet Bey Camii. Minaresi ve genel mimarisi şimdiye kadar görmeye alışık olduğumuz camilerden daha farklı. Yine bölgede pek çok türbe ve medrese bulunuyor. Su kemerleri, su terazisi, hamamlar, mezarlıklar yani tarih dolu bir adres burası. Restorasyon çalışmaları ve koruma alanı ilan edilmesi sayesinde pek çok eseri kolayca gezerken, haklarında bilgi sahibi olabiliyorsunuz.

Ayrıca yine Birgi merkezinde köylülerin açtığı tezgahlardan ve merkezde göreceğiniz el işi kooperatifinden yöreye özgü dokumalar satın alabilirsiniz. Fiyatlar oldukça uygun olunca ben kendime küçük bir set yaptım. Havanın erken kararması sebebiyle Birgi gezimiz biraz erken sonlandı ancak mutlaka tekrar gideceğiz. Belki biz gidene kadar siz gidip kendiniz keşfe çıkarsınız.

Dönüş yolunda karnımız acıkınca Ödemiş Köftesi yemeğe gidiyoruz. Buralarda kime sorsanız sizi Hurşit‘e yönlendiriyor. Ancak Hurşit’te köfte 3-4 gibi tükendiğinden biz merkezde başka bir yerde köftelerimizi yiyoruz. Hurşit’e gidemediğimize göre bu tarafa gelmek için sağlam bir bahanemiz daha oldu.

Bu geziden sonra biraz pişmanlıkla İzmir çevresinde daha sık keşfe çıkmamız gerektiğiniz anladık. Öneriler varsa bekliyoruz.