Geçtiğimiz yaz bana en çok keyif veren mekanlardan birini paylaşmayı unuttuğumu farkedince ısınmayan havalara inat sıcak günlere geri döndüm. Karaburun Lipsos Otel’de geçirdiğimiz bir gece çok dinlendirici bir kaçamak olarak aklıma kazındı. Asıl önemlisi İzmir’e yakın bir kaçamak mekanı bulmuş olmaktı. Çünkü şehrin karmaşasından kaçmak isteyip zamansızlıktan tıkılı kaldığınız anda böyle bir durağa çok ihtiyaç duyarsınız. Şimdi gelelim Lipsos Otel’i neden sevdiğimize.

lipsos-karaburun-11

Öncelikle Karaburun İskele mevkisinde yer alan Ata’nın Yeri, tamamen izole bir yerleşime sahip. Akşam karanlığı çökünce sadece Lipsos’un konukları ve yıldızlarla baş başa kalıyorsunuz. Denize sıfır bungalovun tam karşısından dolunayı batırınca mekana 10 üzerinden 15 vermek istiyoruz ama veremiyoruz çünkü booking izin vermiyor:D

lipsos-karaburun-08Mekanı güzelleştiren şeylerin başında sıcak kanlı ev sahipleri ve samimi çalışanları geliyor. Mekanın en çirkin detayı olan otel binası ise sıcak ve samimi bir dekorasyonla olabildiğince sempatik hale getirilmiş. İçerideki dağınık kütüphane, bana buranın gerçekten yaşayan bir mekan olduğunu bir kere daha kanıtlıyor. lipsos-karaburun-06

lipsos-karaburun-07Güleryüzlü ve ilgili bir karşılamanın ardından balkonunda günlerce hareket etmeden oturabileceğim bungalova yerleşiyoruz. Uçsuz bucaksız Ege denizini izlerken aniden denize atlama isteğinizi durduramadığınızı fark ediyorsunuz. Lipsos boylu boyunca deniz kenarında kurulu olduğundan oldukça geniş bir sahil şeridinde olduğumuzu hatırlatayım. Yani tıklık tıklım Çeşme plajlarının çok uzağındayız;) Buradan denize girmenin tek dezavantajı zaman zaman hırçınlaşan dalgalar ve kayalar ama işte her güzelliğin bir kusuru bulunur. Lipsos’ta deniz kenarında saçma sapan müziklere maruz kalmadan dalga sesleriyle kitap okuma şansına da sahipsiniz, artık bunun bir lüks olduğunun farkına varın diye söylüyorum.

lipsos-karaburun-10

Denize girip çıkınca hemen soğuk biraları ve patatesleri kapıp ufak bir siesta yapıyoruz. Plaj yürüyüşü sırasında plajdaki muhteşem çakıl taşlarının büyüsüne kapılarak toplayacağınıza eminim. Hayatımda bu kadar muntazam siyah ve beyaz taşı bir arada görmedim. Huzur verici aktivitelerden sonra Lipsos’un başka bir güzelliği devreye giriyor. Deniz kenarında güzel bir rakı sofrası kuruyoruz. Ege mezeleri ve birbirinden lezzetli deniz ürünleri bizi bekliyor. Hepsi çok taze ve çok lezzetli olan yemekleri yerken tahmin edeceğiniz gibi ölçüyü epey bir kaçırıyoruz. Lipsos gece yıldızların altında yemek yiyebilelim diye oldukça loş bi ortam olduğundan fotoğraf çekmekle uğraşamadan hemen yemeye geçiyorum. Buraya sadece yemek yemeye gelen bir kitle olduğunu da yorumlardan okudum. Ancak buraya kadar gelip içki içiyorsanız başka yere gitmeye hiç gerek yok. Denizle arasında engel olmayan bungalovumuzun camekanından ayın batışını izlerken uykuya dalıyoruz.

lipsos-karaburun-04

Sabah denize atlayarak güne başlıyoruz ve tabii ki yine çok açız. Lipsos’un fiyata dahil olan muhteşem kahvaltısına İzmir’de kişi başı en az 25 TL ödersiniz. (Mekanın fiyatını değerlendirirken bu detay önemli.) Kahvaltıda lor kurabiyelerinden, sizin isteğinize göre hazırlanan yumurtaya kadar her detaya önem veriliyor. Kahvaltı sırasında mekana adını veren sahibi Ata Bey ve eşi de masamıza gelerek bizimle sohbet etmeyi ve bir isteğimiz olup olmadığını sormayı ihmal etmiyorlar. İşte sadece bu hareketleri için bile tekrar gitmeye karar verdiğimiz Lipsos Karaburun, yeni kaçamak adresimiz ama aramızda kalsın;)

lipsos-karaburun-12

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz