Yıllardır en çok merak ettiğim ama hep ertelediğim duraklardan biri olan Kaz Dağları, ülkemizin en önemli oksijen depolarından biri. Cunda’dan Kaz Dağları’na doğru yola çıktıktan sonra Akçay’da kısa bir deniz molası verip yol üstündeki Hasan Boğuldu’ya giriyoruz. Hasan Boğuldu ismi şelalede boğulan Hasan’ın hikayesinden geliyor. Ama bence buranın yeni adı “mangal dumanından boğulduk” şeklinde güncellenebilir. Oksijen deposu, eşsiz bitki örtüsü falan yalan, tek gerçek nefes almanızı engelleyecek kadar yoğun mangal dumanı.
Bknz şekil A1:
Hasan Boğuldu’nun keyfini çıkartmak için şelale boyunca yürüyoruz ama kalabalıkta pek azalma olmuyor. Bir süre sonra girişin yasak olduğu orman yoluna dalıp buranın gerçek keyfini çıkartabileceğimiz boş bir alan bulabiliyoruz. Buz gibi suya girdiğiniz gibi ayaklarınız karıncalanmaya başlasa da bu tertemiz suya dalıp çıkmadan buradan ayrılmanız imkansız.
Hasan Boğuldu’dan ayrıldıktan sonra Mehmetalanı Köyü’ndeki Endes Camping’e ulaşıyoruz. Dere kenarına kurulan Endes Camping gerçek bir cennet. Balkonlu bungalovumuza yerleştikten hemen sonra dere kenarındaki şezlonglara kendimizi atıp çekmeyen telefonlarımızı da bir köşeye bırakıyoruz. Burada bizi dere sesi, kuş sesi ve rüzgar sesinden başka rahatsız edebilecek hiçbir şey yok.
Endes Camping’de aynı Olympos ve Kabak’taki gibi sabah kahvaltısı ve akşam yemeği dahil bir konaklama sistemi var. Kaz Dağları’nın ürünleriyle hazırlanan açık büfe kahvaltı ve akşam yemeği beklentimizin çok üzerinde ve gerçekten çok lezzetli.
Havuz haline dönüştürülmüş derede yüzerek, trekking yaparak ve kitap okuyarak geçen 2 gün çok güzel geçse de artık yola koyulma vakti. Assos’a giderken yol üzerinde Kaz Dağları’nın en güzel köylerinden olan Yeşilyurt ve Adatepe’ye uğramamız gerekiyor.
Adatepe
Adatepe’ye gelmeden Zeus Altarı’na çıkıp Edremit Körfezi’ne tepeden bakıyoruz. Altar pek iyi durumda olmasa da manzara şahane.
Tamamı restore edilen Adatepe oldukça sempatik bir köy. Müzik okulları, eskiciler ve kafeye dönüşmüş kahveleriyle keyifli vakit geçirilebilecek Adatepe’de köylüler pek kalmamış ve köy yeni sahipleriyle farklı bir çehreye kavuşmuş.
Yeşilyurt
Yine restore edilen bakımlı evleri ve sokaklarıyla Yeşilyurt Köyü’de turist akınına uğrayan duraklardan. Burada yine bir Instagram tavsiyesiyle Mancini Kasrı’nda keyifli bir kahve molası veriyoruz.
Taze ürünleri ve zeytinyağıyla meşhur bir bölgede olmamıza rağmen bu çevrede anlam veremediğim bir gözleme ve mantı saldırısı var. İyi yapılırsa sözüm yok ama Kaz Dağları’na gelip hazır yufkayla yapılmış gözleme yiyorsam bence sıkıntı var demektir.
Neyse huzur dolu iki günden sonra sıra Assos ve Behramkale’de. Gezilerimizden daha fazla fotoğraf ve öneri için Instagram‘dayız, bekleriz.