Fotoğraf ve video
Düğünle ilgili detayların iyi fotoğraflanması benim için çok önemliydi. Hem kendi blogumda hem de başka ortamlarda paylaşım yapabilmek için elimde güzel fotoğrafların olması şarttı. Bu yüzden tanımadığımız bir fotoğrafçı aramak yerine tanıdıklarımızdan yola çıktık. Orçun bizim hem tanıdığımız hem de yanında rahat hareket edebileceğimiz birisiydi. İzmir’den Olympos’a kadar kalkıp gelerek tüm gün nazımızı çekti. Düğün öncesinde bir araya gelerek aklımızdaki resmi onunla paylaştık. Beğendiğim düğün fotoğraflarını kendisine gösterdikten sonra çekim için Adrasan’daki Paradise Cafe’ye karar verdik. Suların üzerindeki Paradise bizim zaten çok sevdiğimiz bir yerdi. İsmi gibi cennete benzeyen mekanın sahipleri ise tüm kibarlıklarıyla bizi kırmadan kapılarını sonuna kadar açtılar. Video konusunda biraz zorlansak bile çekim için Kumluca’dan birilerini bulduk.
Çiçek
Düğün Olympos’ta olunca köşe başında çiçekçi bulmak gibi bir şansınız olmuyor. Bir bukete dünyanın parasını isteyen ve hiç çeşit bulundurmayan çiçekçilerin ise bizim gözümüzde hiç şansı yoktu. İzmir’den konuştuğum bir kaç çiçekçi bizi Antalya’da kesme çiçek satan seralara yönlendirdi. Yine bir internet turuyla Ün Tarım Çiçekçilik’in sayfasına ulaştım. Çiçekleri seçmek için Antalya’ya giderek soğuk hava deposundaki kesme çiçek cenneti içerisinde donma tehlikesi atlattım. Sonuç olarak mekanı doldurup taşıracak kadar çiçeği çok ucuza satın aldık. Gelin çiçeğimi ve çiçek tacımı da bu çiçeklerden yaptık.
Gelinlik ve Damatlık
Olympos’ta bir kır düğünü yapacağımız için gelinlik ve damatlık mevzusunda olabildiğince sade seçimler yapmalıydık. Hiçbir zaman kabarık etekler içerisinde bir prenses olmaya meraklı olmadım. Gelinliğim zarif, şık ve ortama uygun olmalıydı. Aklımda dantelli, sırt dekolteli, kuyruklu balık model bir gelinlik vardı. Gelinliği diktirirken yaşanabilecek kararsızlıklıklar ve anlaşmazlıklar korktuğum için pek diktirmek istemesem de gezdiğim gelinlikçilerde kabarık etekler arasında kaybolmaya başlamıştım. Fiyatlarının çok pahalı olacağını düşündüğüm için Vakko Wedding’ten pek ümitli olmasam bile modelleri denemek için gittim. Vakko’da benimle ilgilenen Müjde Hanım ne istediğimi çok iyi anlayarak bana uygun bazı modeller çıkarttı. Pronovias imzalı gelinlik üzerime dikilmiş gibiydi ve istediğim modele çok yakındı. Gelinliğin fiyatı da bütçemizi aşmayınca fazla uzatmadan gelinliğime karar vermiş oldum. Tek provayla teslim aldığım gelinlik beni büyük bir dertten kurtarmakla kalmadı düğün sırasında en çok iltifat alan detaylardan biri oldu. Ne de olsa Tarzmeselesi…
Gelinliğimin detaylarını çekmemekte inat eden Orçun’a buradan teşekkürü bir borç bilerek satın alırken çektiğim fotoğrafları paylaşıyorum.
Eser’e ise damatlık olarak siyah dar kesim bir pantolon, beyaz gömlek, yine spor kesim mavi-gri tonlarında bir ceket ve ceketiyle benzer renklerde bir sneaker aldık.
Saç ve Makyaj
Yaşadığınız şehirden uzakta evlenmek demek kuaförünüzden uzakta olmak demek. Hele İzmir gibi saç ve makyaj konusunda seçeneklerin çok olduğu bir yerden kalkıp Olympos gibi hiç seçeneğin olmadığı bir yere gidiyorsanız sürprizlere açık olmanız gerekiyor. Makyaj konusu benim için büyük sıkıntıydı. Normalde neredeyse hiç makyaj yapmayan biri olarak bu işi kendim halledemezdim. Ne istediğimi iyi anlayacak birine ihtiyacım vardı. Bu aşamada hücrelerinden yetenek fışkıran değerli eltim Nilay devreye girerek makyajımı yapmayı teklif etti. Kısa bir ön provadan sonra makyaj ihalesi Nilay’da kaldı.
Saç konusunda ise Nilay’ın Kumluca’daki kuaförü imdadıma yetişti. İstediğim salaş örgülü saçı Ayşe Hanım’a gösterir göstermez kendisinden beklemediğim bir performansla beni memnun etmeye çalıştı. İlk denemeler sonucu anladım ki bu iş olacak. Ben istediğim örgü saçı gösterdim Ayşe Kuaför çalışanları daha önce hiç böyle bir saç yapmamış olmalarına rağmen tek provada beni anladılar. Düğün günü kendilerini Olympos’ta ağırladık. Mekan süslenirken saçımız başımız yapıldı. Aramızda hiç gelin başı geyikleri dönmeden beraber keyifli vakit geçirdik. Olympos’a yakıştığına inandığım bir saç ve makyajla kısa sürede bu işi hallettim.
Çiçek Tacı
Düğünümde hep çiçek tacı takmak istemiştim. Zevkine çok güvendiğim Nilay’la bu fikrimi paylaştıktan sonra yapma çiçeklerle denemeler yaptık ama pek başarılı olamadık. Ben zaten canlı çiçeklerle yapılmış bir taç istediğim için taç olayını alacağımız çiçeklere göre düğün günü halletmeye karar verdik. Olympos’a giderken Şirince’de köylü kadınlardan satın aldığım gelin tacını da yanımda götürmüştüm. Kurumuş tohumlardan yapılmış bu tacı Eser’in bana evlenme teklif ettiği gün satın almıştık.
Tacı gören herkes çok beğenince bu tacı kullanmaya karar verdik. Canlı çiçeklerle biraz renk kattığımız taç bir şekilde evlilik hikayemin baş rolüne oturdu. Şirince’deki köylü kadınların bereket getirdiğine inandığı bu taç bize bereket getirir mi bilmem ama, benim en özel hatıralarımdan biri olarak kalacağı kesin.
Yiyecek ve içecekler
Düğün mekanı ve konseptimiz gereği self servis bir düzen tercih ettik.. Kokteyl için standart seçimler yaparak bir firmayla anlaştık. Rakı içecekler için mezeleri ve ara sıcakları ise Cactus Cafe’nin mutfağındaki İsmail ve Zeynep’e teslim ettik. Çeşit ve lezzet açısından herkesin doyana kadar yediği bir açık büfe donatmayı başardık. Eser’in halasının elleriyle sarıp getirdiği sarmaları ise çok az kişi görebildi.
Kokteyl konusunda neler yapacağımıza zaten önceden karar vermiştik. Lynchburg Lemonade ve Zen kokteylleri için barmenimiz Ateş Bey görev başındaydı. Kokteyller o kadar lezzetliydi ki çok hızlı bir şekilde tüketilerek ortamın çabucak ısınmasını sağladı.
Daha bitmedi. Devamı için numaraları takip edin;)